Kahveyi nereden alıyorum?
Kahve en sevdiğim içecek diyebilirim. Hatta bir gün boyunca su içmeyi es geçtiğim ama kahve içmeyi atlamadığım zamanlarım olabiliyor. Bu durum kötü alışkanlıklar statüsünde tabiki, kabul ediyorum.
Kahve içerken de artık, üniversitedeki umursamaz zevksizliğimi bir kenara koyacak olursam, ciddi anlamda seçici davranmaya çalışıyorum. Çok uzun bir süredir öğütülmüş kahve almayı, hatta bir coffee shop’tan(bunu hep İngilizce olarak söyleyeceğim sanırım, Türkçe’sine dilim alışamadı) kahveyi taze çektirme işini de geride bıraktım. Yanlış okumadıysam, çekilmiş(öğütülmüş) kahvenin bayatlama ömrünün 5 gün civarında olduğunu biliyorum. Bu nedenle Starbucks gibi bir kahveciye gidip, muhtemelen çekirdeği de bayatlamış olan bir kahveyi öğüttürüp eve getirmek istemiyorum.
Bu yazı orjinal olarak https://uludagcan.com/2019/06/13/kahveyi-nereden-aliyorum/ adresinde yayınlanmıştır.
Tabiki bir süre kahve çektirip eve getirme işlemini sürdürdüm. Fakat bu işlemi, eşimin bana hediye olarak aldığı öğütücü ile sonlandırma kararı aldım. Bundan sonra çekirdek kahve alıp, kendi ihtiyacım kadar öğütecektim. Ve öyle de oldu. Artık kahve bir seviye daha lezzetliydi benim için.
Tabi sadece kahve öğütmek işin bir bölümü. Kahvenin çekirdeğinin kalitesi burada en büyük rolü oynuyor. Başlarda çekirdeklerimi herhangi bir Starcbucks’a gidip alıyordum. Ve hemen hemen her yerde oldukları için de tedarik etmek kolay oluyordu. Fakat sonraları, şehirdeki farklı kahvecileri denedikçe, kahvenin çok başka bir tadının olabileceğini, büyük kahve firmalarının bizlere sunduğu standart kahve tadının aslında neredeyse hikayesiz olduğunu görmeye başladım. Burada hikayeden kastım, bir 3.dalga coffee shop edebiyatı değil. Daha çok çekirdeğin içinde barındırdığı tatlar ve bu tatlara sebep olan yetişme şekli, doğası ve etrafından beslendiği kaynaklar. Kimisinde baharatımsı, kimisinde meyvemsi ve benzer şekilde sayısız farklı tadı barındırdığını görmeye başlamamla birlikte; büyük kahve zincirlerinin bu anlamda, her ne kadar rengarenk desende paketler yapsalar da, çok zayıf olduklarını gördüm. Ve sanırım bu, benim için yeni bir serüvenin başlangıcı oldu. O noktadan itibaren farklı çekirdekler sipariş edebileceğim yerler arayışına girdim.
Bu uzun girişin ardından, yazının devamında kahve sipariş ettiğim bu yerleri ve nelerini sevdiğimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu serüven ileride değişiklik gösterebilir tabiki. Yeni yerler öğrenebilir, daha farklı tekniklerden bahsedebilirim. Çünkü bu iş neredeyse bilimsel çalışmaya uzanıyor. Kahvenin çekirdeği, suyun sıcaklığı, kullanılan malzemeler demleme yöntemleri ve daha nicesi. Hele ki demleme yöntemleri konusu ayrıca bir blog yazısına gider. Ben çok uzun bir süredir en keyif aldığım yöntem olan V60 ile hayatımı sürdürüyorum. Farklı opsiyonlar hakkında bilgi almak isterseniz Fatih Arslan’ın kaleme aldığı İngilizce içerikli şu yazıya göz atabilirsiniz.
https://arslan.io/2017/01/04/starting-your-coffee-journey/
Gelelim listeye. Tek bir kahve türüne takıntılı değilim diyebilirim. Değişik çekirdekleri, yöresel farklı tatları, farklı kavurmacıların(roastery kelimesi bundan sonra kavurmacı olarak anılacaktır) ürünlerini deneyimlemek hoşuma gidiyor. O nedenle de kahve çekirdeği aldığım yerleri mümkün mertebe çeşitlendirmeye çalışıyorum. Şu ana kadarki listem aşağıdaki şekilde:
☕️ Probador Collectiva
Merkezi İstanbul’da olan bir kavurmacı. Sürekli değişen bir kahve portföyleri var. Dönemine göre en taze kahveyi sunduklarından emin olabilirsiniz. Web siteleri üzerinden 250 g ve 1 kg paket opsiyonları şeklinde, öğütülmemiş olarak sipariş verebilirsiniz. En son baktığımda filtre veya espresso için öğütülmüş olarak gönderim opsiyonları bulunmamaktaydı. Ayrıca farklı kahve türlerinden oluşan ve içinde 100’er gramlık kahve çekirdeklerinin de bulunduğu örneklem setleri mevcut.
Elinize ulaşan çekirdekler güzelce paketlenmiş oluyor. Ve bu paketler aç kapa mekanizmaları ile hem kullanışlı, hem de çekirdeklerinizin uzun süre bayatlamadan kalmalarına yardımcı oluyor. Paketlerin üzerinde çekirdeklerin degassing tarihleri yazılı olarak geliyor. Ve genelde bu tarihler sipariş sizin elinize ulaştıktan 1–2 haftalık süreler içerisinde tamamlanıyor. İçmeden önce o süreyi beklemek isteyebilirsiniz.
Probador, paketlemesini en sevdiğim kavurmacı olabilir. Çünkü her pakette o çekirdeğin hikayesi yer alıyor. Hangi ülkeden, yöreden veya köyden gibi bilgiler detaylıca anlatılmış. Ayrıca paketlerin yanında demleme yöntemlerine dair bilgilendirme broşürleri de geliyor. Çok faydalı bilgiler içerdiğini söylememe gerek yok sanırım. Web sitesinde ayrıca kahve ekipmanları satın alabileceğiniz bir kısım da mevcut. Çekirdek öğütücüden demleme aparatlarına, temizlik ürünlerinden filtre kağıtlarına kadar bir çok ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.
☕️ Montag Coffee
İstanbul’da bulunan başka bir kavurmacı ise Montag Coffee. Çekirdek çeşitliliği Probador’a göre daha az. Genelde aynı çekirdek türlerini barındırıyor. Tabiki dönemsel değişiklikler oluyor. Sitesinin ve markanın sade bir görünümü var. Paketlemeleri de aynı ölçüde sade. İlk defa sipariş verecekseniz Sample Box setleri tavsiye edebilirim. İçerisinde 125’er gramlık örnekler mevcut. Farklı çekirdekleri deneyip, daha sonrasında isteğinize göre bir çekirdek ile devam edebilirsiniz.
Sipariş opsiyonlarınız arasında 250 g ve 1 kg opsiyonları bulunmakta. Ayrıca 3 farklı tipte çekirdekleriniz gönderilebiliyor. Öğütülmemiş olarak, filtre makinesine göre öğütülmüş olarak ve French Press için öğütülmüş olarak. Bu opsiyonların bulunması, kahve serüvenine yeni başlamış ve gerekli teçhizata sahip olmayanlar için güzel olacaktır. Çekirdeklerin degassing tarihleri paketin altında yazıyor. Ve elinize ulaştığında içime hazır olarak gelmiş oluyor. Beklemenizi gerektirecek bir durum oluşmuyor. Ya da benim şansıma tarihler bu şekildeydi.
Sitede bir de ekipman bölümü mevcut. Buradaki opsiyonlar çok az. Fakat yine de güzel ürünlerden oluşuyor.
☕️ Baristocrat
Şimdiki kavurmacımız ise İzmir’den. İzmirin farklı noktalarında mevcut. Baristocrat’ın işinin ehli bir görüntüsü var. Web sitesine girdiğinizde de bunu görebiliyorsunuz. Çekirdek çeşitliliği gayet yerinde. Ayrıca siyah paketlemeleri çok seksi duruyor itiraf etmeliyim. Fakat diğer kahve kavurmacıların sunduğu açılır kapanır paket özelliği bu paketlerde bulunmuyor. Bu durumun bir eksiklik yarattığını söyleyebilirim. Paketi açtıktan sonra kavanoza koymanız gerekebilir. Kapanabilir mekanizma yerine üzerlerinde bir adet kağıt kıskacı(adı budur sanırım) ile geldiler. Açtıktan sonra ağız kısmını katlayıp sıkıca kapatmak için kullanılabilir belki. Ama yine de hava almasını yeterli oranda engellemeyebilir.
250 g ve 1 kg’lık paket opsiyonları Baristocrat’ta da mevcut. Fakat buna ek olarak öğütme çeşitliliği çok fazla. Aeropress’ten Türk kahvesine skala çok geniş. Her ne kadar sadece çekirdek siparişi veriyor olsam da bu opsiyona sahip olma durumunu sevdim.
Sitede ürün satışı bulunmuyor. Fakat eğitim adı altında çok güzel bir bölüm bulunmakta. Baristocrat bünyesinde farklı paket opsiyonları ile baristalık eğitimi almanız mümkün. Özellikle Home Barista isimli 3 saatlik eğitimin ilgimi çektiğini söyleyebilirim. Fiyatlar da makul duruyor.
Ayrıca not düşmeliyim. Sipariş verdiğimde, sırf paketlerin üzerindeki etiket henüz hazır olmadığını, istersem bu şekilde alabileceğimi ya da 1 gün daha beklemem gerekeceğini belirtmek için beni bilgilendirecek kadar da naziklerdi.
☕️ Overdose
Overdose ile Bursa’daki Nordic Coffee isimli coffee shop vasıtasıyla tanıştım. İzmir merkezli bir başka kavurmacı. Kahve opsiyonları çok fazla. Sitede kıta bazında(Asya, Güney Amerika) bir kategorizasyon yapılmış ki bu da hoşuma giden bir özellik. Seçtiğiniz bölgeye göre kahveleri ülke bayrakları ile gösteren site tasarımı da ayrıca güzel. Birini seçtiğinizde de kahvenizin hikayesini görebiliyorsunuz.
500 gramlık sipariş verme opsiyonunu göremedim sitede. Bunu bir eksi olarak belirtebilirim. Fakat onun dışında çekirdek ve farklı çekim opsiyonları bolca bulunuyor.
Sitelerinde bir ürün satışı bulunmuyor. Bu konuda tedariğiniz diğer opsiyonlardan yapabilirsiniz. Derdim sadece kahve diyorsanız onlarca çekirdek opsiyonu ile tavsiye edebileceğim bir yer.
☕️ Petra Roasting
Petra Coffee yine çok bilinen kavurmacılardan. İstanbul’da bir çok noktada bulabilirsiniz. Kolektif House içerisinde bulunabilmesi çok güzel. Sitede çok fazla çeşit kahve olduğu söylenemez. Diğerleri ile karşılaştırdığımdaki durum buydu en azından. Beğendiğim bir özellik aylık kahve aboneliği. Benim gibi çok sık kahve tüketenlerdenseniz ve 250 gramlık kahveyi sürekli tedarik etme ve kahvesiz kalmama telaşına düşebilirsiniz. Bu duruma güzel bir çözüm olabilir aylık üyelik.
Siparişlerinizi 250 gram ve 500 gram olarak yapabilirsiniz. Ayrıca öğütülmemiş, çekirdek halinde, ve farklı demleme yöntemlerine göre öğütülmüş olarak siparişinizi verebilirsiniz. Elinize ulaşması çok da uzun sürmüyor.
Dükkan bölümü altında, güzel ekipmanlar satılıyor. Özellikle profesyonel çekirdek öğütücü makinelerine bayıldım. Tabi fiyatları biraz yüksek oluyor bu makinelerin.
☕️ Tchibo
İlk bakışta bir pazar yeri gibi “her şey satılıyor ya burada” dediğiniz bir yer Tchibo. Tabiki o ürün çeşitliliği bizim konumuz içerisine girmiyor. Fakat kahve çekirdekleri konusunda bir opsiyon sunuyor olması güzel bir şey. Starbucks’tan çekirdek almaya çalıştığım ve bambaşka dünyaların varlığından habersiz olduğum dönemlerde, ekonomi yapmak adına Tchibo’yu tercih ediyordum. Mağazalarından 100 gramlık ya da 250 gramlık opsiyonlarla çekirdek aldığım ve bir çok markaya göre daha hesaplı olduğunu gördüğüm uzun bir dönemim oldu. Yalan değil kahvesi de lezzetli geliyordu.
Biraz daha hesaplı çekirdek almak ve bu keyiften mahrum kalmamak için kesinlikle deneyebileceğiniz bir alternatif Tchibo. Ayrıca filtre kahve makinesi filtre kağıdı, ölçekler, uygun fiyatlı demleme ve öğütme ekipmanlarını da buradan temin edebilirsiniz kolaylıkla. Benim düzenli alışverişim genellikle filtre kağıdı için oluyor.
☕️ Starbucks
Evet, vazgeçilmez markamız Starbucks. Artık buradan çekirdek almıyorum. Açık söylemek gerekirse bunun en büyük nedeni de çekirdeklerin bayatlamış olması ve çok yanık derecede kavrulmuş olmaları. Hatta bu Starbucks’un mağazada sunduğu kahvede de görülebiliyor. Farklı yerlerden çekirdek alıp deneyimlediğimde aldığım tattan çok daha acı bir tat ile karşılaşıyorum.
Çekirdek kahvelerinin paketlemelerinin havalı, rengarenk ve desenli olması gerçekten insanın elini cüzdanına götürüyor bu yalan değil. Ama tamamen ondan ibaret olduğunu düşünüyorum.
Diyeceksiniz ki neden gidiyorsun? Evet gidiyorum. Ve sürekli gitmeye de devam edeceğim. Tamam biraz yanık bir tat sunuyor olabilir ama çok daha berbat kahveler içtim (co-working ortamında da içmeye devam ediyorum) ve onlara kıyasla hala güzel kalıyor tadı. Ayrıca bambaşka artıları var Starbucks’ın.
Neler mi? İnsanların yatıp uyuyabildiği ve kimsenin de gelip git buradan demediği nadir yerlerden Starbucks. Saatlerce bilgisayarınızla çalışsanız da kimse sizi dürtmez. Fiyat olarak da cüzdan dostu denebilir. Ayrıca bir mobil uygulama geliştiricisi olarak da uygulamalarını kullanmaktan büyük keyif alıyorum. Keyifli ve pratik bir ödeme deneyimi sunuluyor. Puan kazanma ve hediye sistemi güzel işliyor. Tüm bunları düşününce, gönlümde her zaman bir yeri olacağını düşünüyorum bu devasa zincirin.
Burada listelediğim kavurmacılardan bir döngü halinde, farklı tarihlerde farklı çekirdeklerden alarak kahve içme keyfimi sürdürüyorum. Lezzet olarak birini diğerlerinin çok önüne koyabileceğimi, sürekli X kavurmacısından alınmalı diyebileceğimi sanmıyorum. Çekirdeklerin lezzeti ve tadı değişse de, genel olarak tüm bu kavurmacıların taze ürün sunması sayesinde hepsini deneyimlemeye devam edeceğim.
Kapanışa doğru biraz da Bursa’ya yolunuz düşerse gitmenizi tavsiye edebileceğim kahve lokasyonlarını aşağıda listelemek istiyorum. Çalışmak ve güzel kahve içmek için gayet hoş yerler.
